Metrica
T.C. Ankara Büyükşehir Belediyesi

cocuk_meclisi_banner_1.jpg

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 14. DÖNEM ÇOCUK MECLİSİ’NİN ÇEVRE VE ORMAN BAKANI SN. VEYSEL EROĞLU İLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SÖYLEŞİ

( 19.03.2008 )

Sayın Bakanım, 

 Ben Eda AYDIN

14. Dönem Çocuk Meclisi Başkan Yardımcısıyım,

Öncelikle Çocuk Meclisi’ni kısaca tanıtmak istiyorum.

Çocuk Meclisi, Ankaralı çocukların, problemlerini, taleplerini ifade etmelerinde ve çözüm yollarının bulunmasında aktif rol almalarını sağlamayı amaçlamakta ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürmektedir. Bizler de sizler gibi birer vekiliz ve Ankaralı çocukları temsil ediyoruz. Müsaade ederseniz sorumu sormak istiyorum.

1.Çevre ve Orman Bakanı olarak görev yapmaktasınız. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Başarınızı neye borçlusunuz ve biz öğrencilere neler önerirsiniz?

Çevre ve Orman bakanı olarak ben evvela Afyon Karahisar’lıyım. Şuhut’ta doğmuşum. Babam esnaftı, konfeksiyon dükkanı vardı. Bende sizler gibi çocukken babamın dükkanında çalışırdım. Dükkanı süpürürdüm mal satardım. Afyon Lisesi’nden mezun oldum. İstanbul teknik Üniversitesi İnşaat Yüksek mühendisi olarak mezun olduktan sonra aynı üniversitede doktora, doçent, profesör olarak çalışmalarımı gerçekleştirdim. 1993 yılında görevle ilgi başkanlıklar yaptım. 1994 yılında Sn. Başbakanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca İstanbul’un bütün problemlerini, Haliç’i, İstanbul’un su problemlerini çözmek için beni İSKİ’de görevlendirdi. 1994 yılında İSKİ’de Genel Müdür olarak göreve başladım. Ama Üniversite’de göreve devam ediyordum. Böylece İstanbul’un su problemini çözdük. Haliç’i de çözdük. Muhteşem tesisler yaptık. 2003 yılında Sn Başbakan, hükümetin başına geçti. O zaman beni Ankara’daki Devlet Su İşleri Genel Müdürü yaptı. Yaklaşık 2003 yılından 2007 yılına kadar Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yaptım; çok sayıda baraj, spor tesisi, sulama tesisi yaptık. 2007 yılına kadar devam etti. 2007 Temmuz ayında milletvekili oldum. Daha sonra hemen hükümetle birlikte eylül, ağustos ayının sonunda Çevre ve Orman Bakanı oldum. Çevre ve Orman Bakanı olarak bir ağaçlandırma seferberliği bütün Türkiye’de bütün problemlerini çevreyle ilgili sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bilmem tanıta bildim mi kendimi?

 2.Ben Ayşenur İNCESU, 14. Dönem Çocuk Meclisi Başkanlık Divanı Kâtip Üyesiyim. Hepimizin bildiği gibi yaz mevsimi orman yangınlarının yoğun yaşandığı dönemlerdir. Milli servetimizin her geçen gün yok olmasını önlemek için projeleriniz nelerdir?

Şimdi şunu ifade edeyim, orman yangınları oluyor. Hele Akdeniz bölgesinde çok daha büyük yangınlar oluyor. Bütün dünyada yaklaşık yılda 5000 hektar alan yanıyor. Ama ülkemizde diğer ülkelere nazaran yanan orman alanı çok daha az. Normalde 8-10 hektarlık alan ama biz bunları kısa zamanda söndürüyoruz. Bir yıl zarfında yanan alanı hemen ağaçlandırıyoruz. Tabi gönül arzu eder ki sizin gibi böyle çalışkan gençlerimiz, çocuklarımız olsa kısa zamanda orman yangınlarını önleyecek tedbirler alsa. Ormanların yanma sebebi %90 insanlardan kaynaklanıyor. Ateş yakılıyor, anız yakılıyor, çöpleri yakarken yangın çıkabiliyor. İnsanlarımızın da dikkat etmesi lazım. Ama biz de bu konuda çok büyük tedbirler aldık. Özellikle uçakların, helikopterlerin yangın söndürme tedbirleri var. İnşallah bu yıl çok hazırlıklı şekilde bunu takip edeceğiz. Ayrıca ağaçlandırma seferberliği başlattık.

 3.Ben Mehmet Çağrı BARAN, Eğitim Komisyonu Üyesiyim. Yaşanan küresel ısınma dolayısıyla su kaynaklarımız tükenmekte. Bu sorunu gidermek için atık su geri kazanım projesi zorunluluğunun getirilmesi hakkında çalışmalarınız var mıdır?

Şimdi tabi ki küresel ısınma çok önemli; bu konuda mücadele yapıyoruz. İlk defa su kaynaklarını çok iyi planladık, atık sularla ilgili de özellikle atık suların çevreyi kirletmemesi için, kaynakları kirletmemesi için çalışıyoruz. Yağış alan bir nehrin yağmur sularının döküldüğü bütün alana nehir havzası diyoruz. Bu havzadaki bütün kirlenmeyi önleyecek tedbirler ve şehirlerden sanayiden gelen atık suları arıtacak tesisler yaptık. Bunun için 2012 yılına kadar atık su arıtma eylem planı hazırladık. Bundan hedefimiz inşallah kısa zamanda %80 - %85 oranında bütün atık suların arıtılması. Şu anda nehir havzaları var. Ege, Erdemir, Kızılırmak Havzası, Büyük Menderes Havzası’nda kirlenmeyi önlemek için kapsamlı çalışmalarımız devam etmektedir. 

 4.Ben Ahmet Talha TARTAN, Basın Yayın Komisyonu Üyesiyim. Ormanlık alanlarda “hayvan barınakları” ile “doğal yaşam parkı”nın kurulabilmesi için projeleriniz var mıdır?

Bildiğiniz gibi Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü Bakanlığıma bağlı bir genel müdürlük. Bu genel müdürlük özellikle doğa hayatının devam ettirilmesi için her türlü çalışmaları yapıyor. Çok sayıda tabiat parkımız var. Yani ülkemizdeki yüzey alanının %5’i tabiat parkı ve milli parklar. Parklarda uygun olanlarında canlı hayatın devamı için gerekli tedbirleri alıyoruz. Yaban hayat hatta bu konuda bazı yerlerde bizim geyik olsun, karaca olsun, keklik olsun, bir takım hayvanları yetiştirip bunların doğal hayata alışmalarını sağlıyoruz. Gerçekten bu konuda çok önemli adımlar atıldı. 18 şehrimizde orman alanı içinde yaban hayatı üretim istasyonları kuruldu. Bu istasyonlarda mesela; 166 geyik, 83 yaban geyiği, 81 alageyik, 133 ceylan, 7805 tane sülün, 2806 keklik, 91 kelaynak, 450 tane yaban koyunu yetiştirildi. Bunları zaman içerisinde ormanlık alanlara bırakıyoruz,orda hayatlarını idame ettiriyoruz.

 5.Ben Berkehan YILDIRIM, Kültür Sanat Komisyonu Üyesiyim. Baz istasyonlarının çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri olduğunu biliyoruz. Konuyla ilgili çalışmalarınız varsa nelerdir?

Biliyorsunuz baz istasyonları her yerde yapılamıyor. Bu konuda telekomünikasyon üst kurulu diye bir kurul var. Bu kurul yetkili ama herhangi bir yerde baz istasyonu kurulması için bir izin alınacaksa zaten vilayetlerde kurumlar var. Bizim biliyorsunuz her yerde Çevre ve Orman İl Müdürlüklerimiz var. Her vilayetlerde Ankara’da Ankara Çevre ve Orman İl Müdürlüğü var. Okullara, yerleşim alanlarına yakınsa o zaman baz istasyonlarına müsaade edilmiyor. Mesafesi muhakkak dikkate alınır. Şikayet ettiğinizde biz onlar inceleriz.

 6.Ben Sırmanur GÖKTAŞ, Kültür Sanat Komisyonu Üyesiyim. Çevre kirliğinin büyük kısmının havamıza, suyumuza ve toprağımıza dökülen; fabrika ve otellerin atıklarından kaynaklandığını biliyoruz. Bunu önleyici kanunlar da var. Ama uygulanması kısmında yaşanan sıkıntılar nasıl giderilebilir?

Şimdi konuda biliyorsunuz bakanlığa bağlı Çevre Yönetim Genel Müdürlüğü var. İl Müdürlüklerimiz fabrikaları, otelleri denetliyor. Eğer arıtma tesisleri yoksa veya arıtma tesisleri olup da çalıştırmıyorsa bunlara gerekli cezalar verilir. Hatta kapatma işlemleri de yapılabilir. O yüzden denetimler yapılıyor ve eskisine göre dikkat ederseniz çevre kirliliği gitgide azalıyor. Türkiye’de yeşil alanlar artıyor. 

 7. Ben Önder ŞAHİN, Çevre Sağlık ve Engelliler Komisyonu Üyesiyim. Küresel ısınmanın başlıca sebebi olan, sera etkisi, ağaç sayısının azalmasından kaynaklanır. Sera etkisine karşı inşaatlara ruhsat verilmeden önce ağaç dikilmesi zorunluluğunun getirilmesi gibi uygulama çözüm olabilir mi?

Şimdi şunu belirteyim tabi biz daha büyük düşünüyoruz. Yani İnşaatları alanları sınırlı, biz şu anda Türkiye’de büyük ağaçlandırma ve erozyon kontrol seferberliği başlattık. Bizim beklentimiz 2012 yılının sonuna kadar 2 milyon 300 m2 alanı ağaçlandırmak. İnşaatlar yapılırken kesilen ağaçlar varsa onların yerine ağaç dikilmesi de çok faydalı olacaktır. 

 8. Ben Roza DURUKAN, Kültür Sanat Komisyonu Üyesiyim. Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer enerji santralinin çevreyi nasıl etkileyeceği konusunda görüşleriniz nelerdir?

Şimdi şöyle, Türkiye’de enerjiye ihtiyaç vardır. Elektrik olmazsa hiç bir şey çalışmaz ne bilgisayarlar ne sistem; hatta şehirler arası komple istasyonları yani terfi merkezleri dahi çalışmaz. O yüzden her şey, yani hayat elektriğe bağlı. Maalesef ülkemizde de elektrik ihtiyacı her yıl çok artıyor. %7-8 artış var. Bu ihtiyacı karşılamak için mutlaka çeşitli kaynaklardan elektrik üretmek lazım bunların başında hidroelektrik kaynakları var yani suyun gücünden elektrik elde etme gibi, bunun dışında rüzgar santralleri var, doğalgazdan elektriğe dönüşen doğalgaz santralleri, kömür santralleri var. Ama tabi bunların pek çoğu doğalgazdan vs. Petrol biliyorsunuz bizim ülkemiz dışından geliyor. Biz dışa bağlıyız enerjide bu yüzden, en azından dışa bağımlılığımızı azaltmak direk olarak enerjimizi   talebi karşılamak açısından mutlak arz güvenliği dediğimiz yani her an elektriği yakacak gücümüzün olması gerekir. Buna arz güvenlik diyoruz. Türkiye sadece bir kaynağa yani doğalgaza kalması yanlıştır. Ukrayna’da doğalgaz vanalarını kapattı. Avrupa büyük sıkıntı çekti. İlerde bizim de bu durumla karşılaşmamak için rüzgardan, sudan, elektrik suyun gücünden hidroelektrik ve yanında da muhakkak nükleer elektrik üretilmesine ihtiyacımız var. Şu anda elektriğin nerdeyse %80’ini nükleer santrallerden karşılıyoruz. Bunun bugün Türkiye’ de yapılması gerekiyor.

 9.Ben Ömür SÖZER, Yardımlaşma Komisyonu Üyesiyim. Ağaçlandırma ve erozyonla ilgili çalışmalarınız nelerdir?

Şimdi ağaçlandırma bildiğiniz gibi bütün dünya için çok önemli. Türkiye için de önemli çünkü ağaçlar oksijen kaynağı; bir de ağaçlar biliyorsunuz küresel ısınmaya karşı en etkili unsur. Etkili bir yol. Dolayısıyla biz ağaçlandırmaya çok önem veriyoruz. Ağaçlar havadaki karbondioksiti emerek oksijen üretiyor. Dolayısıyla havamızı temizliyor. Oksijen kaynağımız akciğerlerimiz yani ağaçlar ormanlar ülkemizin akciğerleridir. Özellikle bu konuda bütün ülke genelinde seferberlik ilan ettik. Bu seferberlik 1 Ocak 2008 tarihinde başladı. Adı da Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Milli seferberlik. Bu seferberlik kapsamında şimdi biz boş alanlara ağaç dikiyoruz. Bozuk orman alanları varsa onları ıslah ediyoruz. Çok hızlı şekilde teraslama başladı. Yeşillendirmek suretiyle toprakların kaymasını önlüyoruz. Bu çalışmalar çok hızlandı. Geçmişe göre 10000 den fazla çalışmamız var. Sadece Çevre ve Orman Bakanlığı değil aynı zamanda seferberlik olduğu için Sn. Başbakanımız genelgesi doğrultusunda diğer kurumlarda bu seferberliğe ağaçlandırma ve erozyon kontrolüne iştirak ediyorlar. Kahraman ordumuz bütün askerlerimiz sağlık bakanlığı personeli milli eğitim bakanlığı personeli ulaştırma bakanlığı ticaret bakanlığı diyanet işleri başkanlığı pek çok kurumlar bu seferberliğe iştirak etmektedir. Sadece dağları boş alanları ağaçlandırmıyoruz. Aynı zamanda her okulun avlusuna ağaç dikiyoruz. Hastane ve cami avlularına ağaç diktiğimiz gibi bir de karayollarının iki tarafını da ağaçlandırıyoruz.

10.Ben, Nilay MEŞECİ, Kültür Sanat Komisyonu Üyesiyim. “Ağaç yaşken eğilir” sözünden yola çıkarak geleceğin teminatı olan bizler için eğitici çalışmalarınız nelerdir?

Biz sizlere çok değer veriyoruz. Özellikle teşekkür ederim. Bizim yayınlarımız var. Çevre ve Orman Bakanlığı yayınlarımız bütün okullara doğa, ağaçlandırma önemini vurgulamak için bir takım faaliyetlerimiz var. Türkiye’de her yerde, okullarda da ağaç dikme merasimleri yapıyoruz. Erozyon ve küresel ısınmayı engelliyoruz. Yine biz bu konuda hem televizyon hem basınla bakanlığımızın çıkardığı dergilerle mümkün mertebe daha fazla bilgi sağlanması için uğraşıyoruz. Bu yayınları okullarınıza gönderiyoruz. Çevre ve Orman Bakanlığı özel web sitesi var. Web sitesine girerseniz her türlü bilgiyi alabilirsiniz. Çevre ve Orman Bakanlığı web sitesine girdiğinizde bakanlığın genel müdürlüklerinin bilgileri var. İnceledikten sonra tavsiyeleriniz varsa açığız.