BÜLTEN
09.05.2016
TABİAT TARİHİNE YOLCULUK
Meclis üyeleri MTA Tabiat Tarihi Müzesi’ndeydi
1935 yılında Atatürk’ün talimatlarıyla kurulan Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nde devam ettirilen yer bilimleri çalışmaları kapsamında zaman içerisinde biriktirilen örneklerin oluşturduğu ilk koleksiyonlarla, 1965 yılında kurulan ilk tabiat tarihi müzesini gezen çocuklar, bilgilendirici ve eğlenceli bir gün geçirdiler.
Paleontoloji, Diyorama, Türkiye Madenleri, prehistorya bölümlerini gezen ve bilgiler alan çocuklar, özellikle dinazorlara ait sergilemelerin olduğu bölümden çok etkilendiler
Müze girişinde yer alan Güneş Sistemi’nde yeralan gezegenlerin orantılı modelleri arasında kısa bir uzay yolculuğu yapan çocuklar, dinazorlara ayrılan bölümde 150-155 milyon yıl öncesine ait dinazorların iskelet ve giydirilmiş modelini gördüler. Bilinen en büyük kara memelisi olan ve 25 milyon yıl öncesinden bugüne ulaşmış dev gergedana ait fosillerin de yeraldığı bölümden çok etkilendiler.
Paris Ulusal Tabiat Tarihi Müzesi tarafından hediye edilmiş olan T-REX kafatası kalıbını da ilgiyle inceleyen çocuklar, Maraş Fili’ne ait iskeletleri gördükler ve bu türün bir zamanlar Anadolu’da yaşamış olduğunu öğrendiklerinde şaşkınlıklarını gizleyemediler.
Ankara çevresinde bulunmuş olan ve 185 milyon yıl öncesine uzanan dev mürekkep balığı fosillerinin, geçmişte bu bölgelerde deniz olduğunun bir delili olduğunu da anlayan çocuklar, tarih öncesi devirlere ait yepyeni bilgiler edinmiş oldular
Çocuklar, canlandırma vitrinlerinde Anadolu’ya ait nesli tükenmiş ya da tehlike altında olan türleri ve yaşam ortamlarını da görme, 1974 yılında Beypazarı’nda vurulmuş olan Anadolu Panteri ile Angora Tavşanı ve Deniz Kaplumbağasına ait örnekleri de görme imkanı elde ettiler
Tek hücrelilerden, omurgasızlara, omurgalılalrdan memelilere ve bugünün insanına geçiş süreçlerine ait süreçleri, mineral örneklerini, Türk Madenciliğine ait buluntuları, yer altı kaynakları hakkında yeni bilgiler öğrenen çocuklar, sınav haftalarının ardından, düzenlenen bu gibi etkinliklerle, hem yeni bilgi ve tecrübeler kazandıklarını hem de Ankara’da bulunan önemli müzeleri de yakından tanıma imkanı elde ettiklerini belirterek, Çocuk Meclisi’nde olmaktan duydukları mutluluğu bir kez daha ifade ettiler