Metrica
T.C. Ankara Büyükşehir Belediyesi

ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK
Ankara’da çocuk olmak tam olarak, bir çiçek olup çayırlıkta kaybolmak gibi. Büyük ve karmaşık bir şehir olan Ankara bana göre, yaşamın merkezidir. Bu güzel şehirde, her şey elimizin altında olarak yaşamak ve çok çeşitli imkanlar’a sahip olmak bana göre avantajdır.
Ankara’da bir çocuk olarak kendimi minicik görüyorum. Her gün uyandığımda dışarıdaki binalara bakıyorum. Eskiden orasının bir çayırlık olduğunu düşünüyorum. Uçurtmalar ve çocuklar…
Bunları düşününce içime bir hüzün çöküyor. Okula gidiyorum, araba egzozları ve araba sesleri. Orada arkadaşlarımla oynarken gri binalara, gri arabalara ve gri bulutlara bakarken içim gidiyor. Doğa güzel ama, insanlar doğayı mahvediyor.
Ama biliyorum ki; bu güzel şehir aynı zamanda Başöğretmen ve ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün yattığı yer olan Anıtkabir’i de barındırıyor. Aklıma Atatürk Orman Çiftliği geliyor, o an şehir yeşilleniyor, güneş açıyor, gülümsüyorum. Atamız bu güzel şehri çok severdi. Bir çocuk olarak ben de bu şehri çok seviyorum.
Bu şehirde yaşamak, bu karmaşık ortamda büyümek güzel bir şey. Bana göre bu şehir güzel yurdumuzun kalbi. Belki de o yüzden; nereye gidersek gidelim, biz de onu kalbimizde götürüyoruz.
Müge Gündoğan – Bilim Teknoloji Komsiyonu


ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK
Ankara ‘da çocuk olmak çok güzel bir duygudur. Hem ulaşım, eğitim, haberleşme gibi kavramlar gelişmiştir.
Çocukların elinde birçok imkan vardır. Mesela, ihtiyaçlarını gidermek için sayısız dükkan, mağaza vardır. Ayrıca, eğitim almak için kurslar vardır. Beslenme ihtiyaçlarını gidermek için restoranlar vardır. Bir yerden bir yere gitmek için araba, otobüs, metro ve uçak kullanımı yaygındır. Aileleriyle birlikte yaşayabilecekleri milyonlarca konut vardır. Gezip, tanıyabilecekleri müzeler, arkadaşlarıyla oyunlar oynayabilecekleri parklar vardır.
Dediğim gibi Ankara’da çocuk olmanın birçok güzel yanı vardır.
Berra ZÜLAL GÖRGÜLÜ



MUTLULUK
Yarının ne getireceğini bilmeden yaşarken, üzülmenin ne kadar boş olduğunu fark ederiz. Her şeyin sonlanabileceğini bilmemize rağmen farklı heyecan ve umutlar taşırız her birimiz. Belki de tek bir sorunun cevabını ararız. “Ne kadar mutluyuz ?”
Kimimiz için bir avuç şekerle göklere uçabilmektir mutluluk , kimimiz içinse yüzlerde kocaman bir tebessümdür. Benim için mutluluk elimdekilerin kıymetini bilmektir. Fakat, yine de tam olarak mutlu olamıyorum. Dünyanın birçok yerinde masum insanlar ölürken bir yanım hep eksik kalıyor. Telefonlarımızda eziyet edilen insan fotoğraflarının artık normal bir durum haline gelmesi beni çok üzüyor. İnsanlık ve mutluluğun birbirinden ayrı düşünülmemesi gerektiğini anlıyorum. Bir insanın değişmesinin bütün insanlığı değiştirebileceğini anlıyorum. Bir insanın değişmesinin bütün insanlığı değiştirebileceğine inanıyorum.
Her şeye rağmen yarına dair umutlarla yaşamaya devam ediyorum. Mutluluğun paylaşıldıkça çoğaldığı, asıl mutluluğun bir başkasının mutluluğunu düşünerek kazanıldığı bir dünyanın hayalini kuruyorum.
Berra Zülal Görgülü
Kardeşlik Ve Yardımlaşma Komisyonu


ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK
Ankara, çocukların düşünüldüğü, sevildiği ve bir o kadar da ihmal edildiği bir şehir.
Ankara’da çocuklar büyük bir önem taşıyor. Bunu anlamamın en büyük sebebi ise Türkiye’deki işleyen tek Çocuk Meclisi’nin Ankara’da olması. Böyle bir meclisimiz var ancak bu mecliste konuştuğumuz sorunlardan bazıları; çocuk ihmali ve istismarı, eğitimsizlik, çalıştırılan çocuklar gibi pek çok sorun hala devam ediyor. Çocuklar seviliyor, düşünülüyor ama düşünülmeyen, sevilmeyen çocuklar da var. Yani, Ankara’da çocuk olmak tüm çocuklar için aynı değil.
Geleceği kurtarmak, çocukları kurtarmakla başlar.
Mavera Sena Çelik-
Kardeşlik Ve Yardımlaşma Komisyonu


ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK NE DEMEK ?
Bir kere her çocuk en az bir kere Anıtkabir’e gitmiştir. Ankara’da çocuk olmak, Atatürk’le yakın olmak hissiyatı verir. Deniz kendini özletir.
Eğer bir çocuk Ankara’da yaşıyorsa, mutlaka her mahallede en az bir simitçi amcaya rastlar.
Ankara’da çocuk olmak Atakule’ye gitmektir, Elmadağ’da kayak yapmaktır.
Tarihi Beypazarı evlerini gezerken, Ankara simidi yemektir.
Arkadaşlarla Gençlik Parkına gitmek demek.
Ankara’da çocuk olmak demek, Gölbaşında piknik yapmak demektir.
Kızılay’da doyasıya gezip, Güven Park’ta güvercinlere yem atmaktır.
Ankara’da çocuk olmak demek, Altınköy’de kahvaltı yapmaktır.
Tuğçe YALÇINKAYA- Başkan Yardımcısı


SİZCE KİM ÇOCUK ?
Geçen akşam annem ve babam, çocukluk anılarını anlatıyorlardı. Onlar bahçe içinde, gecekonduda büyümüşler. Babam, çocukken yaşadığı o eve götürmüştü. Birazı yıkılmış. Ev boştu. Yüzlerce merdiven çıkmıştık. Okula gitmek için her gün o merdivenden inip çıkarlarmış. Düşünün, her gün… Annemin okuduğu okul da uzaktaymış ve o da yürüyerek gider gelirmiş. Evlerinin bahçesinde kocaman dut ağacı varmış. Evin çatısının üstüne, ağacın dalları sarkarmış. Annem ‘’ evin çatısına yatarak dut yerdim’’ diye anlatıyor. Gece yarılarına kadar sokaktan eve girmezlermiş. Oyun oynarlarmış; anlatırken bile mutlu oluyorlar.
Ben kendimi düşündüm. Okulum uzak değil. Annem beni arabayla bırakıyor. Arkadaşlarım iki sokak öteden servisle geliyorlar. Ders çıkışı her çocuğun annesi bahçede bekliyor. Sıkı sıkı elimizden tutup evlerimize gidiyoruz. Biraz bilgisayar, cep telefonu ile oyun oyna. Sonra ders zamanı. Yazın biz de apartmanımızın bahçesine çıkıp arkadaşlarımızla oyun oynuyoruz. Ama sürekli annemin sesi: ’’ Yağmur orda mısın?’’ çünkü dışarıda kötüler çokmuş. Sıkılınca gidiyoruz ama AVM’ler dolup taşıyor. Ya da birkaç kez pikniğe gidiyoruz. Büyüyoruz. Acaba çocukluğumuzu yaşıyor muyuz, bilemedim.
Şimdi düşünün arkadaşlar, anne ve babam mı çocuk olmuş? Yoksa ben mi? Ben karar veremedim. Bana yardım eder misiniz? Kim çocuk?
Yağmur HAYTA- Kültür Sanat Komisyonu


ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK
Ankara’daki bir çocuğum ben. Ankara benim evim. Başka bir ilden taşınıp Ankara’ya yerleşen ve buraları gezip gören bir çocuk daha iyi bir yazı yazar ama ben de yazayım dedim. Bu, başka bir deyişle bir öneri yazısı.
Ankara’da her yeri gezdim desem yalan olur. Ankara’nın çok azını gezebilmişim de farkında değilim. Yeni açılan Ankapark’a gittim. Ama eksikleri vardı, neyse bunları boş verelim.
Ankara çok güzel bir il. Ama keşke diğer illerdeki gibi faaliyetler Ankara’da da olsaydı. Ankara’da Anıtkabir var. Üstelik evimden fazla uzakta değil. Kendime, çok şanslı olduğumu söyledim. Ata’ya artık hiçbir türlü, uzak değilim. Atakule’ye de en kısa zamanda gitmek istiyorum.
Burada birçok başarım oldu. Mesela; Halkoyunlarında birinci olan okulumla birlikte ilk madalyamı aldım. Bu bir tesadüf mü bilmiyorum ama bunlar Çocuk Meclisi’ne girdikten sonra başladı.
Çocuk Meclisi’ne girdikten sonra yeni yeni şeylere öğrendim. Ama başka bir ilde olsaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.
Teşekkür ederim Ankara!
Mert Can CİVİL- Çocuk Hakları Komisyonu


BİR GURURDUR ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK
Ankara’da olmaktan, hele de Ankara’da çocuk olmaktan gurur duyuyorum.
Türkiye’nin farklı şehirlerine gitmiş olsam da, en güzel, en görkemli şehirdir benim için Ankara. Atakulesi, en güzeli de bütün ihtişamıyla bana gülümseyen Anıtkabir, yazın yemyeşil, kışın gelinliğini giymiş bir genç kız gibi, büyüleyici tacını takmış. Atama en yakın olduğum yer. İnsanların dünyanın her yerinden gelip gördüğü o şaheser yapıya bu kadar yakın olmak, her istediğimde görebilmek bile, Ankara’da çocuk olmanın gururudur.
Sosyal faaliyetleri, parkları, müzeleri ile dünyanın en güzel şehri. Her sokağı tarih kokan, o havayı soluyarak büyümekten birçok medeniyete başkentlik yapmış Başkentimin çocuğu olmaktan minnet duyuyorum.
Ankara’lı olmak hele Ankara’da çocuk olmak bir ayrıcalıktır
Sahra Nur KUSAN- Spor Komisyonu


ANKARA’DA ÇOCUK OLMAK
Ankara’da çocuk olduğum için çok şanslıyım ve mutluyum.
Ankara donanımlı oyun parklarıyla biz çocukların dışarıda eğlenceli zaman geçirmemizi sağlıyor. Engelsiz oyun parkı ve engelli arkadaşlarımızın parkta rahat oynamasını sağlıyor. Keçiören ve Sincanda bulunan evcil hayvan parklarında ise evcil hayvanlarla eğlenceli vakit geçirebiliyoruz.
Ankara’da çocuk olmak, Kuğulu parkta kuğuların peşinden koşmak, onlara yem vermek, gençlik parkında atlı karınca ve çarpışan otolara binmek, Ahlatlıbel’de çimlerin üzerine yayılmak, piknik yapmak, uçurtma uçurmak, bisiklete binmektir. Çansera parkındaki Pony çifliğinde ponyleri izlemek ve binicilik yapmaktır. Bilime tarihe ve hayvan türlerine meraklı çocukların, Tabiat Tarihi Müzesi’nde Türkiye’deki hayvan ve bitki türlerini, fosil, mineral, kayaç ve maden örneklerini görerek ufkunun açılmasıdır. Harikalar Diyarı’nda model gemi yüzdürmek, model uçak sürmek, Masal Adasındaki masal kahramanlarıyla tanışmak ve eğlenceli zaman geçirmektir.
Ankara’da çocuk olmak, bütün bu imkanlardan ve sayamadığım nice imkanlardan faydalanarak çocukluğuna doyasıya yaşamaktır.
Can DEĞİRMENCİ- Çocuk Hakları Komısyonu