Metrica
T.C. Ankara Büyükşehir Belediyesi

cocuk_meclisi_banner_1.jpg

SU HAYATTIR

Merhaba Ben Su.

Tanımadınız mı? Hani geçen gün musluğu açık bırakıp gitmiştiniz. İşte oradan saatlerce belki de günlerce akan benim, Su! Tükenmez dediğiniz su, ben tükeniyorum. Bunun tek sebebi sizlersiniz. Siz insanlar, küresel ısınmaya sebep olan sizsiniz; ayrıca beni çok dikkatsiz ve tutumsuz kullandınız. Tükenmez dediğiniz ben tükeniyorum. Hiçbir şey yapamıyorum. Şimdi sizden yardım istiyorum. Beni yok olmanın eşiğine getiren sizlersiniz ve bana sadece siz yardım edebilirsiniz. Bu sizin iyiliğiniz için. Çünkü ben yok olursam sizler de yavaş yavaş öleceksiniz. İşte bu yüzden yardım edin bana.

Serhat NAZ
17.Dönem Spor Komisyonu
 



UZAK ORMAN ÖYKÜ

Bir zamanlar güzel bir köyde mutlu bir aile yaşarmış. Anne ve babalarının çok sevdiği çocuklarının adları Ahsen, Ahmet ve Alperen’miş. Aile çok mutluymuş ama ailenin bir düşmanı varmış. O düşman komşu çiftliğin sahibi kötü kalpli Kont Olaf’mış. Kont Olaf çok hırslı ve ailenin topraklarında gözü olan biriymiş. Bir gün bu mutlu ailenin yaşadığı çiftlikte çok büyük bir yangın çıkmış. Ne yazık ki yangında anne ve babaları ölmüş, çocuklar da yalnız kalmışlar. Kötü kalpli Kont Olaf bu durumu çocukları yok etmek ve ailenin tüm arazilerinin kendisinin olması için fırsat bilmiş. Kont Olaf, çocuklara tam kötülük yapacakken, çocukların uzak ormanda yaşayan Poc Amcaları gelmiş. Poc Amca çocuklara:
- “Yavrularım anne ve babanız öldü, burada yalnız yaşayamazsınız. Benimle gelmenizi istiyorum” demiş.
Çocuklar amcalarının sözünü dinlemişler. Ertesi gün hep birlikte Poc Amcanın yaşadığı uzak ormana doğru yola çıkmışlar. Uzun bir yolculuktan sonra amcalarının güzel çiftliğinin bulunduğu uzak ormana gelmişler. Çocuklar burayı ve amcalarının oğulları olan Salih Can ve Enes’i çok sevmişler. Poc Amca ve kuzenleri o kadar iyilermiş ki çocuklar buradaki hayatlarına çabucak alışmışlar. Ancak etraflarındaki tehlikeden habersizlermiş. Kont Olaf, onları takip ederek çiftliğin yakınlarına kadar gelmiş. Kötü Kont çocukların çiftlikten biraz uzaklaştıkları bir gün onları yakalamış ve arabasına hapsetmiş. Kont Olaf çocukları yok etmeyi düşünüyormuş. Ancak Salih Can ve Enes, herşeyi görmüşler hemen çiftliğe koşup babalarına haber vermişler. Poc Amca hemen polise haber vermiş. Polisler tüm yolları tutmuşlar ve kötü kalpli Kontu hemen yakalamışlar. Kont bütün yaptıklarını itiraf etmiş. Hatta yangını da kendisinin çıkardığını söylemiş. Bu itiraflar üzerine hemen hapse gönderilmiş. Çocuklar o günden sonra uzak ormanda amcaları ve kuzenleriyle, kötülüklerden uzak huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamışlar.

Alperen YILMAZ
17.Dönem Yardımlaşma Komisyonu
 



DEPREMZEDELERLE SÖYLEŞİ

17.Dönem Kültür Sanat Komisyonu Üyesi Zeynep Yücedağ’ın depremzede çocukların duygularını daha yakından anlamamız ve onların sesini duyurmak amacıyla, kendi okulunda eğitimini sürdürmekte olan Van’dan gelen arkadaşı Eda ATEŞ’le gerçekleştirdiği söyleşiyi sizlerle paylaşıyor, tüm depremzede kardeşlerimize sevgilerimizi yolluyoruz. Ben Çocuk Meclisi 17.Dönem üyelerinden Zeynep Yücedağ. Okulumda yapmış olduğum bu özel röportajı Çocuk Meclisi adına sizlerle paylaşmak istedim.  Özel bir kişi özel bir an.

Şimdi paylaşma zamanı:
Bize deprem anını anlatır mısın?
Eda ATEŞ: “Depremde annem, babam ve kardeşlerimden ayrıydım. Anneannem ve teyzemle kalıyordum. Aile büyüklerimiz yanımızda değildi. Ben ve kuzenlerim evdeydik sadece. İnternetten ödevimi araştırıyorduk. O sırada deprem başlamış. Ben kuzenimin masayı salladığı zannetmiştim. Kuzenim de benim salladığımı. Duvarlar çatlamaya başlayınca deprem olduğunu anlamıştık ancak. Büyük kuzenim cep telefonunu almaya giderken, benle küçük kuzenim, beşiğin altında kendimizi korumaya çalıştık. Sonra olduğumuz yerden çıkıp kapıya doğru koştuk, korkudan anahtarı kapının içinde unutarak dışarıya çıkmışız. O anda yanımızda olmayan büyüklerimiz yanımıza koştu. Teyzemlerin dayısına gittik orada kalacaktık. Küçük artçılar(depremler) olmaya başladı. Ben ailemi çok özlediğim için babam beni almaya geldi. Bir gün arabada kaldık, sonra kendimize çadır kurup yedi gün orda kaldık ancak bayram günleri geldiği için evde kalmaya başladık hemen sonrasında. Ailecek bir odada kalıyorduk. Bayramın dördüncü günü ise 8.5 büyüklüğündeki depremle yüz yüze geldik. Kapının kolunun kırılmasıyla dışarıyla çıkamadık. O sırada elektrikler de kesildi ve zor da olsa kapıyı açarak dışarı çıkmayı başardık. Merdivenlere doğru yürüttü babam bizleri ancak, düşecek gibi oluyorduk merdivenlerden. Babamın bize desteği sayesinde merdivenlerden düşmeden inebildik. Apartmandan dışarı çıktığımızda apartmanın dış duvarlarının kırıldığını ve yer yer düştüğünü gördük. Evimizin, yuvamızın böyle parça parça dökülüp yıkılarak yok olduğunu görmek, çok kötüydü; kendimi o an çıplak hissettim ve bu duyguyla daha da üşüdüm. Bu acılar sonrasında İstanbul’a gittik. Bir haftamızı orada geçirdikten sonra Ankara’ya gelerek bir ev kiraladık. Şu an, tuttuğumuz evde iki aile yaşıyoruz. Yaşamış olduğumuz bu hayati anların ardından yeni bir yerde yeni bir hayata başlamanın mutluluğunu yaşarken bize kucak açan herkese özellikle benimle birlikte Van ‘dan gelen bazı arkadaşlarımı Gülen Muharrem Pakoğlu İÖO’na alan Okul Müdürümüz Sayın Bahri Yıldızbaş’a sonsuz teşekkürler. Ayrıca duygularımı sizle paylaşmamda etkisi olan Zeynep Yücedağ’a da çok teşekkür ederim.

Biz de sevgili Eda ATEŞ’e duygularını bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.
 



SİGARANIN ZARARLARI

Kültür Sanat Komisyonu Üyesi DİLARA GÜLER’in, Hiç Sigara İçmemiş Bir Kişiyle gerçekleştirdiği söyleşi:

S.1: Şu an sigara kullanmıyorsunuz ama hayatınızda hiç sigara içtiniz mi? Denemek istemiş miydiniz?
Cevap: Hayır hiç içmedim ve denemek de istemiyorum.
S.2: Peki hiç sigara içmemek size ne gibi olumluluklar kattı?
Cevap: Sigarayla birlikte gelen tüm hastalıklardan, zararlardan korunmuş oluyorum ve param da cebimde kalıyor.
S.3: Sigara içmeme kararını almanızdaki sebep ya da sebepler nedir?
Cevap: Hem kendime hem çevreme zarar vermek istemiyordum.
S.4: Açık alanda sigara içilmesi sizce kötü bir şey mi?
Cevap: Sigara içmek her halükarda kötü bir şey ve ben de özellikle, her içmeyen kişi gibi çok rahatsız oluyorum.
S.5: Sigara içmekle ilgili teşvik edildiniz mi hiç?
Cevap: Evet tabi ki. Ama sanırım irademin etkisi büyük içmemem konusunda
S.6: Kendinizi sigara içen birinin yerine koymanızı istesem neler hissedersiniz ?
Cevap: Sağlıksız ve rahatsız hissederim sanırım.
S.7: Yakınlarınızdan sigara kullanan var mı? Varsa onlar içerken rahatsız oluyor musunuz?
Cevap: Arkadaşlarımdan içenler var elbette.Onlar içerken rahatsız olmamak ta mümkün değil ama umuyorum onlar da bir gün sigara ile yollarını ayıracaklar.
S.8: Sigara kullanan kişilere hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Cevap: Bu kişiler maalesef çevrelerine de ama özellikle kendilerine çok çok zarar veriyorlar. Özellikle teknolojinin bu kadar içinde ve her şeyin bu kadar farkında olunduğu, bilindiği şu dönemde insanların kendi kendilerine bu şekilde zarar vermelerini hiç mantıklı bulmuyorum tabi. Ve önce sağlık diye düşünmelerini, en kısa zamanda sigarayı bırakmalarını ya da bırakmak için destek almalarını tavsiye ediyorum.

Biz de size, sigara içmediğiniz, bu kötü alışkanlığa hiç başlamadığınız, biz çocuklara ve çevrenize örnek olduğunuz için teşekkür ederiz.


***

SİGARA’NIN ZARARLARI İLE İLGİLİ KISA RÖPORTAJLAR

Sigaranın zararlarının farkında olan biz bilinçli çocuklar, çevremizde sigara içen büyüklerimizle gerçekleştirdiğimiz söyleşilerle hem onlara sigaranın zararlarını bir kez daha fark ettirmek hem de bizim daha çok bilinçlenmemizi amaçladık.
Bu söyleşilerimizi sizlerle de paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz:

SİGARAYI BIRAKMIŞ bir kişi ile Dilara ULUBAY’ın gerçekleştirdiği söyleşi

S.1. Sigaraya neden başladınız?
Cevap : Çevremdeki sigara içen kişilerden etkilendim
S.2. Sigara içerken neler hissettiniz?
Cevap : Çok kötü bir alışkanlık olduğunu biliyordum fakat bağımlılık yaptığı için bırakmak zor oldu.
S.3. Sigarayı bırakmaya nasıl karar verdiniz?
Cevap : İleride geri dönüşü olmayan büyük hasarlar oluşturabileceği düşüncesiyle karar verdim.
S.4. Sigarayı bırakınca neler hissettiniz?
Cevap : Çok daha sağlıklı yaşamaya başladım.
S.5. Sigara içtiğiniz ve içmediğiniz dönemlerde ne gibi farklılıklar yaşadınız?
Cevap : Sigara içtiğim dönemde hayatımdaki çoğu işi zorlanarak yapıyordum, oysa şimdi öyle değil. Şu an her şekilde tüm hareketlerimde bir rahatlama oldu ve kendimi kesinlikle çok daha zinde hissediyorum.

HİÇ SİGARA İÇMEMİŞ Bir Kişi ile Dilara Ulubay’ın gerçekleştirdiği söyleşi:

S.1. Neden sigarayı hiç tercih etmediniz?
Cevap: Çok kötü bir alışkanlık olduğunu ve sağlığa gerçekten çok fazla zarar verdiğini bildiğim ve düşündüğüm için.
S.2. Çevrenizde hiç sigara içen var mıydı?
Cevap: Evet, oldukça fazla.
S.3. Çevrenizdeki sigara içenler sizi hiç içmeye teşvik etmediler mi?
Cevap: Evet maalesef ettiler. Ama ben bu teşviklere uymadım.
S.4. Sigara içenler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Sağlıklarına önem vermediklerini ve çok büyük bir yanlışlık yaptıklarını düşünüyorum.
S.5. Sigarayı tüketenler ile kendiniz aranızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Cevap: Her şeyden önce kendimi çok daha sağlıklı, çok daha güçlü hissediyorum ve sigara alışkanlığı olan kişilere göre, çok daha dinç olduğumu düşünüyorum.
Sizi hem kendi hem de çevrenizdekilerin sağlığını düşünerek bu kötü alışkanlığı edinmediğiniz için tebrik ediyoruz. Teşekkürler